05-09-2023, Saat: 03:38
Herkese merhaba arkadaşlar. Burada ki ilk yazım bu olacak. Size biraz yaşadığım süreci anlatmaya çalışacağım. Hem içimdekileri dökebilmek hem de olur ya benim perspektifime yakın biri varsa anlaşılmanın verdiği rahatlamayı hisseder.
Olaylar bundan yaklaşık 2.5-3 yıl önce pandemi dönemi üniversiteler uzaktan eğitim verirken 24 yaşında tek başıma yaşadığım öğrencilik dönemimin son demlerinde başladı. Sanırım Antalya'ya kesin dönüş yapmamdan 3-4 ay öncesiydi. Yabancı uyruklu bir kız arkadaşım oldu. Kafa yapılarımız bir yerden sonra pek uyuşmayınca ilişki bitti. Ama Antalya'ya döndükten 2-3 hafta sonra bir sıkıntı hissedip doktora gitmemle beraber kendisinin bana elveda herpesi verdiğini farketmiş oldum. Tabi ilk iş herkesin yaptığı gibi delicesine çare aradım. Oraya bakıyorum yok buraya bakıyorum yok. Google translate desteği ile ingilizce literatürde aşı, ilaç vs. gibi en azından önceki halime bir adım yaklaştıracak bir şeyler aradım. Elbette bir sonuç yok. Rüyalarımda zamanda geriye sıçrayıp o buluşmayı kaç defa iptal ettiğimi sayamıyorum bile. Üzüntü, öfke her şey birleşti psikolojim altüst oldu. Tabi insan bi süre sonra düşünüyor; bilerek mi yaşatıldı bu bana yoksa bilmeden mi ? Şöyle bir geçmişi düşününce bana söylenen bazı yalanları hatırlayıp kendisine bir mesaj çektim neden söylemediğine dair vs. Yani göz göre göre bulaştırılmış nur topu gibi bir herpesim oldu. Bir yandan herpes atakları, bir yandan uzaktan eğitim fırsatıyla verilen dersler, uzun süren projeler derken berbat 1 seneyi yaşamış oldum. Standart seviyede bir cinsel hayatı biri iken başkasına yaşadığımı yaşatma korkusuyla kadınlardan uzaklaştım. Arkadaşlarım birileriyle tanıştırmaya çalıştıkça kimseye sıkıntımı anlatamadığımdan sürekli bahaneler uydurdum. Çünkü kimseye abayı yakmak istemiyordum. Çünkü insan araştırdıkça farkediyor ki bunu bir erkeğin yaşaması evet cidden sıkıntılı bir süreç ama bir kadının bunu yaşaması çok daha sıkıntılı bir süreç. Evet kesinlikle şu yaşa kadar evlenmeliyim vs gibi düşünceleri olan biri olmasam da sevdiğin birine bulaştırmak hatta ileri ki yıllarda doğabilecek çocuklarıma annesinden bulaştırmış olma düşüncesi beni öyle bir ele geçirdi ki anlatamam. Karanlıkta yere çöküp oturmuş bir çocuk gibi hissediyordum. Hatta şöyle anlatayım hedefim önceden ekonomik ve sosyal sebeplerle yurt dışında çalışmak iken benim durumumda bir kız arkadaşımın olması ihtimali daha fazla olabileceği için gitmeyi ister hale gelmiştim. Demem o ki bu psikolojiyle yaşanmaz arkadaş. İnsan farkına varıyor ama toparlanma süreci vakit alıyor. Bende şu an bu toparlanma sürecimin son aşamalarında olduğumu hissediyorum. Bir süredir burayı keşfetmiş bulunmaktayım. Forumda sürekli insanların yazdıklarını okudukça özellikle adını hatırlayamadığım bir arkadaşın yazısı beni cidden etkiledi. Dedim işte bu, yalnız değilim. Benim gibi düşünmüş, benim gibi yaklaşmış olaylara. Belki biraz egoist bir yanı var ama insan yaşadığı kötü olayı onun gibi yaşamış birilerini görünce bir nebze daha rahatlıyor. Şimdilerde ise kafa olarak daha rahat bir noktadayım. Belki olaylara daha duygusal bir yerden baktığım için bu psikolojinin üstesinden gelmem bu kadar vakit aldı ama önemli olan ''hayat böyle yaşanmaz'' diyebilmekmiş. Sanırım biraz daha atacağın adımı düşünmektense sadece adım atmak gerek. Elbet en önemli dertlerimizden birinin bu olmayacağı günler gelecek. Herkese daha çok gülüp oynayacağı günler dilerim.
Olaylar bundan yaklaşık 2.5-3 yıl önce pandemi dönemi üniversiteler uzaktan eğitim verirken 24 yaşında tek başıma yaşadığım öğrencilik dönemimin son demlerinde başladı. Sanırım Antalya'ya kesin dönüş yapmamdan 3-4 ay öncesiydi. Yabancı uyruklu bir kız arkadaşım oldu. Kafa yapılarımız bir yerden sonra pek uyuşmayınca ilişki bitti. Ama Antalya'ya döndükten 2-3 hafta sonra bir sıkıntı hissedip doktora gitmemle beraber kendisinin bana elveda herpesi verdiğini farketmiş oldum. Tabi ilk iş herkesin yaptığı gibi delicesine çare aradım. Oraya bakıyorum yok buraya bakıyorum yok. Google translate desteği ile ingilizce literatürde aşı, ilaç vs. gibi en azından önceki halime bir adım yaklaştıracak bir şeyler aradım. Elbette bir sonuç yok. Rüyalarımda zamanda geriye sıçrayıp o buluşmayı kaç defa iptal ettiğimi sayamıyorum bile. Üzüntü, öfke her şey birleşti psikolojim altüst oldu. Tabi insan bi süre sonra düşünüyor; bilerek mi yaşatıldı bu bana yoksa bilmeden mi ? Şöyle bir geçmişi düşününce bana söylenen bazı yalanları hatırlayıp kendisine bir mesaj çektim neden söylemediğine dair vs. Yani göz göre göre bulaştırılmış nur topu gibi bir herpesim oldu. Bir yandan herpes atakları, bir yandan uzaktan eğitim fırsatıyla verilen dersler, uzun süren projeler derken berbat 1 seneyi yaşamış oldum. Standart seviyede bir cinsel hayatı biri iken başkasına yaşadığımı yaşatma korkusuyla kadınlardan uzaklaştım. Arkadaşlarım birileriyle tanıştırmaya çalıştıkça kimseye sıkıntımı anlatamadığımdan sürekli bahaneler uydurdum. Çünkü kimseye abayı yakmak istemiyordum. Çünkü insan araştırdıkça farkediyor ki bunu bir erkeğin yaşaması evet cidden sıkıntılı bir süreç ama bir kadının bunu yaşaması çok daha sıkıntılı bir süreç. Evet kesinlikle şu yaşa kadar evlenmeliyim vs gibi düşünceleri olan biri olmasam da sevdiğin birine bulaştırmak hatta ileri ki yıllarda doğabilecek çocuklarıma annesinden bulaştırmış olma düşüncesi beni öyle bir ele geçirdi ki anlatamam. Karanlıkta yere çöküp oturmuş bir çocuk gibi hissediyordum. Hatta şöyle anlatayım hedefim önceden ekonomik ve sosyal sebeplerle yurt dışında çalışmak iken benim durumumda bir kız arkadaşımın olması ihtimali daha fazla olabileceği için gitmeyi ister hale gelmiştim. Demem o ki bu psikolojiyle yaşanmaz arkadaş. İnsan farkına varıyor ama toparlanma süreci vakit alıyor. Bende şu an bu toparlanma sürecimin son aşamalarında olduğumu hissediyorum. Bir süredir burayı keşfetmiş bulunmaktayım. Forumda sürekli insanların yazdıklarını okudukça özellikle adını hatırlayamadığım bir arkadaşın yazısı beni cidden etkiledi. Dedim işte bu, yalnız değilim. Benim gibi düşünmüş, benim gibi yaklaşmış olaylara. Belki biraz egoist bir yanı var ama insan yaşadığı kötü olayı onun gibi yaşamış birilerini görünce bir nebze daha rahatlıyor. Şimdilerde ise kafa olarak daha rahat bir noktadayım. Belki olaylara daha duygusal bir yerden baktığım için bu psikolojinin üstesinden gelmem bu kadar vakit aldı ama önemli olan ''hayat böyle yaşanmaz'' diyebilmekmiş. Sanırım biraz daha atacağın adımı düşünmektense sadece adım atmak gerek. Elbet en önemli dertlerimizden birinin bu olmayacağı günler gelecek. Herkese daha çok gülüp oynayacağı günler dilerim.